Okul Rehberlik Programını Kim Hazırlar? KPSS’nin Gölgesindeki Eğitim Sorunları
Eğitim sistemimizde birçok şey, görünüşte doğru ve yerinde işliyor gibi görünse de derinlerde büyük sorunlar gizli. Okul rehberlik programları da bu sorunlardan biri. Ama bir sorum var: Bu programları kim hazırlar? Hangi vizyonla hazırlanır? Rehberlik hizmetlerinin amacı gerçekten öğrencilerin gelişimi için mi, yoksa sadece formalite gereği var mı? İsterseniz bu sorulara göz atalım.
Rehberlik programları, öğrencilere sadece akademik değil, aynı zamanda sosyal, duygusal ve psikolojik gelişimlerinde de yardımcı olması beklenen önemli araçlardır. Ancak, işin içinde KPSS (Kamu Personeli Seçme Sınavı) gibi büyük bir sınavın etkisi olduğunda, işler biraz daha karmaşık hale geliyor. Ve hepimiz biliyoruz ki, karmaşık işler genellikle halının altına süpürülür.
KPSS ve Okul Rehberlik Programı: Birbirinden Ne Kadar Uzak?
KPSS’nin temel amacı, öğretmenlerin, rehberlik öğretmenlerinin, yönetici adaylarının ve daha birçok kamu personelinin devlet kadrolarına yerleşmelerini sağlamak. Peki, rehberlik hizmetleriyle ilgili programları kim hazırlar? Bu soruya yanıt verenler genellikle “yetkili kişiler”, “yetkin uzmanlar” ya da “Eğitim Bakanlığı” gibi pek de net olmayan açıklamalar yaparlar. Ama burada ciddi bir sorun var: Okul rehberlik programları hazırlık aşamasında akademik ve psikolojik altyapı yerine daha çok “formalite” ön planda. KPSS’den başarıyla geçmek, bir rehberlik öğretmeni için ne kadar önemliyse, aynı şekilde gerçekten işini doğru yapıp yapmayacaklarını gösteren bir kriter mi?
Her ne kadar rehberlik programları oluşturulurken öğrencilerin bireysel ihtiyaçları, psikolojik gelişimleri, toplumsal sorunları dikkate alınsa da, sistemin merkezinde “KPSS” olduğunu kabul etmemiz gerekiyor. KPSS’ye odaklanan bir öğretmen, ya da bir rehberlik uzmanı, çoğu zaman sınav odaklı bir müfredatla öğrencilerle etkileşime giriyor. Burada şu soruyu sormak lazım: Gerçekten psikolojik desteğe ihtiyacı olan bir öğrenci, KPSS’nin etkisiyle eğitim veren bir rehber öğretmenden fayda görebilir mi?
Rehberlik Programları: Standartlaşan Bir Hizmet mi?
İşte bir başka tartışmalı konu: Okul rehberlik programlarının ne kadar esnek olduğu. Rehberlik, her öğrencinin bireysel ihtiyacına göre şekillendirilmesi gereken bir alan olmasına rağmen, çoğu okulda bu programlar genellikle “genel geçer” bir şekilde uygulanır. Çünkü KPSS’ye hazırlık amacı güden bir öğretmen ya da uzman, programı “herkese uyacak” şekilde hazırlar. Peki ya öğrencinin bireysel ihtiyaçları? Sosyal fobi yaşayan, travma geçirmiş ya da ailevi sorunlar yaşayan öğrencilerin özel rehberlik ihtiyaçları? Bu durum, çoğu zaman göz ardı edilir.
Rehberlik hizmetlerinin tam olarak neyi amaçladığı, bu hizmetin derinliğini belirleyen ana faktördür. Ancak bugün çoğu okulda rehberlik, “kariyer danışmanlığı” veya “üniversiteye hazırlık” gibi daha yüzeysel alanlarla sınırlı kalıyor. Bu da, okullarda öğrencinin gerçek psikolojik gelişiminden çok, KPSS gibi sınavlar ve yükseköğretim hedeflerine odaklanan bir rehberlik programı ortaya çıkarıyor.
KPSS ve Eğitimdeki Temel Sorunlar: Zihniyet Değişikliği Zamanı
Bu yazıyı yazarken, belki de en fazla düşündüğüm şey şu oldu: Eğer rehberlik öğretmenlerinin ve eğitimcilerinin başarıları yalnızca KPSS’den geçmeye indirgenirse, bu sadece öğrenciler için değil, eğitim sistemi için de büyük bir kayıp anlamına gelir. Rehberlik programlarının amacı öğrenciyi tanımak, ona rehberlik yapmak, duygusal ve sosyal gelişimini desteklemektir. Ancak tüm bu hedefler, KPSS’yi birincil hedef haline getirdiğimizde sadece formel bir uygulamadan ibaret kalır.
Peki, bunun çözümü ne? Belki de bu noktada, rehberlik programlarını daha gerçekçi, esnek ve öğrenciye odaklı hale getirecek bir eğitim reformu yapmak gerekir. Sadece KPSS’yi değil, öğrencilerin bireysel özelliklerini, toplumsal ve psikolojik ihtiyaçlarını da göz önünde bulunduran bir müfredat tasarlanmalıdır.
Sonuç: Gerçekten İhtiyaç Duyduğumuz Rehberlik Nedir?
Herkesin bildiği ama kimsenin dile getirmediği bir gerçek var: Okul rehberlik programlarının en büyük sorunu, çok fazla “formalite” ve “yönetmelik” içeriyor olması. KPSS’yi geçmek, her şeyin çözümü değildir. Gerçek rehberlik, her öğrencinin bireysel ihtiyaçlarına göre şekillenen, onun psikolojik ve sosyal gelişimini destekleyen bir süreçtir. Bu yazıdan sonra, belki de rehberlik hizmetlerinin aslında ne olması gerektiğini yeniden düşünmek gerek.
Siz ne düşünüyorsunuz? Rehberlik hizmetleri gerçekten öğrencilerin ihtiyaçlarına göre mi şekilleniyor, yoksa KPSS odaklı bir sistemin kurbanı mı oluyor? Yorumlarınızı bekliyorum!